4 Mart 2016 Cuma

Hür-i Hayat

Bir gecenin kavli vakti doğan bu müebbet,
mihrimah zamanı bıraktı beni ecelin azrailine,
her gün bir baş gitti gönlümün sarayında,
duvarlarında acı,hüzün ve bir çok kez keder,
kibrit misali yanan bu ömrümün portresi çarpar gözüne,
bir cellat misali katleder  beşeri  oyunları,
azap çekme vaktidir hayatın kudretli fırtınasında,
dert büyük gelse bile bu dar şehvetli kalbime,
kaftan biçmiş aklımın küçük tevazuları,
sustururlar isyan eden bu arz-u halimi,
perçemlenmiş  olan ruhum sığmaz dar külfetine,
bağlı kalamaz bu cihanın zevkli mülkiyetine,
daldırır engin yangınların matine vakitlerine,
bitirir artık gelen akıntının yuvasını,
kapatır bütün insevi hazların kapılarını,
doldurur içini mananın en kudretli aşkıyla,
sindirir bunu bütün kelam-ı akvamıyla,
merhaba der şükrani aydınlık zeminlere,
süzülür bir hür kuşun zerafeti gibi,
muhasara eder şehadetin en büyük zevkine,
doğrulur artık zinhar kıblenin secdesine …

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder