Sussun derin girdaplar,
kurusun gönlümün pınarları,
ahirim kaybolsun aşk kalıntılarında,
etten bedenlerde yaşattığımız kendi hayallerimiz,
bugün parçalıyor sinemizin katlarını,
ve okutuyor selayı en yüksek tepelere,
çınlıyor eskilerin kimsesizliği,
umud sokakta yatan köpek yavrusu kadar mazlum,
inanç ise bir dolunayın batışı,
benliğimde kurgulaşan sahipsizlikler,
biçiyor kalbimin düzlüklerinde ki yeşillikleri,
gözlerim kara görüyor istikbali,
kıyıyor ince ince dağılan duyguları,
dalgalar kaldırmaz bu iskelemin yükünü,
bitiremez ateş içimde olan tonlarca koru,
yakar geçer bütün zihnimin kalıplarını,
ve çıldırtır huzur sancağımın hürriyetini
bakarsın arkaya yalnızlığın kurşunu,
tak diye indirir mutluluk mabedlerini,inler bütün cihanda yokoluşun,
kalkar ayağa nefsin ağır mahkemesi,
yargılar seni bencilliğinin romantizmiyle,
yırtar sığmayan heybetli ilhamı,
dağıtır etrafa uzatır bedeni,
yalvarır melekler haykırarak arşa,
kurar şeytan arafın saatini,
körükler içinde yayılan ızdırabı,
indirir son giyotin azabını,
yok olur tüm gülen yüzlerin esrarı ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder