7 Ocak 2016 Perşembe

Şaşkın yürekler kervanı

Çıkmaz sokak yakalandın hissiyat,
kaldırım taşları çok soğuk bu aralar,
çıplak yüreğim yürüyemez artık yolunda,
eriyor o muktedir ışıklar altında,
mizahımın kasveti kararttı ömrümü,
eski sokaklar ağlıyorlar ezele,
siniyor karanlığın o şehveti gönüle,
unutulmuyor acıların kat kat darbeleri,
sarıyor matineleri bitmeyen sancılar   gibi,
aşkın güneşine sığınan umutsuz beşerler,
yıkanıyor ahmak ıslatan o ateş  yağmurunda,
çiziyor bütün sınırlarını uslanmaz ruhuna,
sergiliyor en yüksek perfonmansını kahroluşta,
bekliyor bir güneşin yeniden doğuşunu,
saklanıyor umut dolu sancakların altına,
zorluklara doğru koşuyor devrimsel girdaplarda,
kaldırıyor kurduğu setlerin illetini,
bitiyor ahir zamanın her kıtasında,
doğruluyor benlikler fırtınasının lodosuna,
adlar beğendiriyor 2 kulakçıklı organına,
adalar kuruyor sevginin kutsallığında,
ve kaybediyor acımasız insanların kursağında,
işte hayatın anlam bulamadığı bu hazlarda,
türüyor kahır olan kalp kırıntıları ...

Kara Zindan

Kayboluşların merkezi aydınlanmaz çöküş,
sokak lambalarının kenarında uçan kuşlar misali,
yağmur sesinin düzenlediği cesaret savaşı,
kalıplara sığmaz insanın kalp kafesinde,
zindan eder hükmünü zamansız vakitlerde,
kaybolur bencil yaşamının ihtiraslarında,
titrer soğuk yalnızlığın diplerinde,
zevklenir o beyninin kat kat zirvelerinde,
hayallerinde yok olur her günün şafağında,
yeniden hapis olur hür küvesinde,
 dillendirir çektiği yükün acısını,
kapatamaz açılan yaralarının boşluğunu,
deşer her saniye yok oluş hatıratlarını,
sendeleyen minyatüründe kelamlar vuku bulmaz,
bakar dağılmış bulutların sakınmazlıklarına,
irdeler çektiği ızdırabın musalla taşını,
toprak çöker artık sinen molozlara,
biter o güzelim mutlu oyunlar ...

Selam Güneş

Patladı ğögün yekün desibeli,
çöktü medeniyetin bahtı kara yüzü,
inledi dünyanın hürri bedeli,
ademler titredi ezelde okunan ecelde,
fısıltılar götürdü artık ak parıltıları,
imgeledi bulutlar cihan selası vaktini,
büzülüp delik ararlar topografya biliminde,
zırlarlar horultulu fikirleriyle etrafta,
gönül zincirinin bağı birleşiyor akvamda,
7 gökten geliyor ahir zamana,
saklanır nefsin külfet sancıları,
keser artık o çirkef seslerini kapital ulviyet,
lütfi der ki bu ezgide adalet,
adem bağırır nerde o dünyevi delalet,
iblis görünmez sancağa bağlar kamçısını,
bırakır seni göbek bağı kesilen bebeler gibi,
başlar divanların mahkeme hakkı,
çeker bütün gafların kara kelamını,
miraçtan gelen o büyük ilim,
parıldar bütün milletlerin suretine,
ve bitirir gavurların kandırmacı oyununu ...

6 Ocak 2016 Çarşamba

Çöküşün Hazzı

Bir kadehin bitiş vakti,
ruhumun mevsimlerinde yaşayan serüvenler,
götürür hükmü verilmiş  gönül sarhoşluklarımı,
keser ütopyatik hayalleri,
söndürür başlamamış ışığın silüetini,
botanik hüviyetimin kayboluşu,
seslenir deniz aşırı  kimsesizliklere,
olgunlaşan bütün duygularıma vurur vicdanın soğuğu,
kıyamet alameti sergilenir bünyemde,
türeyen aforizmalar kilitler yürek kılıfımı,
parlatır inancın dalgalanan istiklalini,
toprak atıyor hüzün rüzgarları,
gömüyor her vakit sahipsiz yüreğimi,
suyun haram olduğu bu karamda,
ölümsüzlük revizyonu meydanda,
süzülen kağıttan sevgimin kıblesi,
yıkılan ise kabemin okkalı minaresi,
tabu taşlarının düştüğü caddeler,
inim inin yok
oluşumu seyreder,
sendeleyen kafesimin ağırlığında,
bülbülün çamura konması kadar garip,
bitap düşmüş fazilet erdemlerin,
siyahımsı katıksız renkleride kafi,
büsbütün siler ak limanları sükut,
süzme bir yalın kağıt zihin mektebim,
çapası ateşe kapılmış gemimin,
sancağında kusuyorum okyanus külfetleri,
çekiyorum mahur inzibatın çerçevesini,
ve salıyorum ipe gelmiş dizginleri,
ben tartıyorum aşkın sikletini,
aforoz ediyorum kafir sevgi illetini,
yürüyorum azımsanmış yeşilliklere ...

5 Ocak 2016 Salı

Vakt-i Azap

Sussun derin girdaplar,
kurusun gönlümün pınarları,
ahirim kaybolsun aşk kalıntılarında,
etten bedenlerde yaşattığımız kendi hayallerimiz,
bugün parçalıyor sinemizin katlarını,
ve okutuyor selayı en yüksek tepelere,
çınlıyor eskilerin kimsesizliği,
umud sokakta yatan köpek yavrusu kadar mazlum,
inanç ise bir  dolunayın  batışı,
benliğimde kurgulaşan sahipsizlikler,
biçiyor kalbimin düzlüklerinde ki yeşillikleri,
gözlerim kara görüyor istikbali,
kıyıyor ince ince dağılan duyguları,
dalgalar kaldırmaz bu iskelemin yükünü,
bitiremez ateş içimde olan tonlarca koru,
yakar geçer bütün zihnimin kalıplarını,
ve çıldırtır huzur sancağımın hürriyetini
bakarsın arkaya yalnızlığın kurşunu,
tak diye indirir mutluluk mabedlerini,inler bütün cihanda yokoluşun,
kalkar ayağa nefsin ağır mahkemesi,
yargılar seni bencilliğinin romantizmiyle,
yırtar sığmayan heybetli ilhamı,
dağıtır etrafa uzatır bedeni,
yalvarır melekler haykırarak arşa,
kurar şeytan arafın saatini,
körükler içinde yayılan ızdırabı,
indirir son giyotin azabını,
yok olur tüm gülen yüzlerin esrarı ...