17 Aralık 2015 Perşembe

Saf Gönül

Adımımı içeriye attığımda sonumun geleceğini bilmiyordum,
Baktım usulca yetim kalbimin ışığına,
Gördüm parıldayan o suretini,
Sen lobut deviriyordun ben ise içimde ki kimsesizlikleri,
Sen gülle atıyordun ben ise güller saçıyordum etrafa,
Sonun vuku bulma hali,
Bitmiş bir ömrün minyatürü,
Dayanamadım bu parıldayan yıldıza,
Yaklaştım o kor bırakan duyularına,
Yırttım içimde ki evvelin hasretini,
Doğruldum senin aydınlığına,
Kör oldum galiba,
Duyamaz,
Bilemez,
Dizginleyemez,
Haller aldı bu benim bedevi halim,
Ev arayan göçmenler gibiyim,
Sığınacak yürek arıyorum,
Ve sen kovuyorsun mabedinden,
O ahenk dolu güzel ashabından,
Tek kalıyorum vuslatın bekarlığında,Yutkunamıyorum engelleyen  savunmalarını,
Umud ediyorum batan güneşin divanında,
Her sigara yaktığımda kovanlar sığmıyor gönül torbama,
Çırpınıyorum arafın kuyularından,
Çekiyorsun bütün duygularımı süpürgeler gibi,
Akıl almaz bir maceraya bırakıyorsun öksüzlüğümü,
Aşkın bana ceza mı sanki bu alemde,
Tutuklanıyorum senin lale bahçende,
Ve eriyorum her çayın şekeri gibi,
Sonu gelen bir adem gibi,
Bitsin artık acının takati,
Harap olmasın güzelim siperler,
Dinsin bu hükümsüz dalgalar,
Bir şans ya da esaret ver sinenden,
Alayım darlıklı nefesleri,
Kapılayım mutluluk rüzgarlarına,
Hür olayım cennetül alânda,
Ve uçayım aşkın kervanına ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder