Eskilerin vakti dalgalansın nöronların alayı,
sinirsel uçlarda bir acı hissetmenin sızısı ile başlasın,
ardı ardına açılan kapıların sonsuzluğunda,
geçmiş kapsar duygu parsellerinin tapusunu,
hayal ile karıştığında sarhoş eder bünyeni,
birden sararsın makara gibi yaşanmışlıkların matinesini,
işte o an saplanır beyin ve kalbine derin bir keder,
insanoğlu meğer geçmişe ne aşk eder,
vahlanır ulaşılmamış bir zirve gibi,
haram sanki geçmişin bütün kasvetli ahengi,
işte hapishaneye ilk giriş yılları bunlar,
duvarları kendin ördüğün azap dolu bir yer,
arafın dolaylarında saklanan karanlığın namlusuna takılırsın,
sıkar sana kara kara kurşunları,
yatar yere 3 kurşunla hayal,anı,mutluluk,
öldürmez kalbini sadece kanaması durmayan bir yara kalır,
açılır günden güne o derin çukur,
gömersin saniye saniye bütün heveslerini,
son şafağın mahkeme gününe dek beklersin refahı,
hiç gelmeyecek olan gül dolu zamanı,
başkaları der bunun adına lanet,
bizde olmuş bu büyük bir adet,
karanlık bize geçmişten emanet,
ALLAH affetsin bu karamsarlık kefaret ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder