Eskilerin vakti dalgalansın nöronların alayı,
sinirsel uçlarda bir acı hissetmenin sızısı ile başlasın,
ardı ardına açılan kapıların sonsuzluğunda,
geçmiş kapsar duygu parsellerinin tapusunu,
hayal ile karıştığında sarhoş eder bünyeni,
birden sararsın makara gibi yaşanmışlıkların matinesini,
işte o an saplanır beyin ve kalbine derin bir keder,
insanoğlu meğer geçmişe ne aşk eder,
vahlanır ulaşılmamış bir zirve gibi,
haram sanki geçmişin bütün kasvetli ahengi,
işte hapishaneye ilk giriş yılları bunlar,
duvarları kendin ördüğün azap dolu bir yer,
arafın dolaylarında saklanan karanlığın namlusuna takılırsın,
sıkar sana kara kara kurşunları,
yatar yere 3 kurşunla hayal,anı,mutluluk,
öldürmez kalbini sadece kanaması durmayan bir yara kalır,
açılır günden güne o derin çukur,
gömersin saniye saniye bütün heveslerini,
son şafağın mahkeme gününe dek beklersin refahı,
hiç gelmeyecek olan gül dolu zamanı,
başkaları der bunun adına lanet,
bizde olmuş bu büyük bir adet,
karanlık bize geçmişten emanet,
ALLAH affetsin bu karamsarlık kefaret ...
10 Mart 2017 Cuma
8 Mart 2017 Çarşamba
Gerçek siyahken
Gecelerden ses çaldım sabahın akına karşı,
kara balçıktan meziyetimde doğurdum acılar,
sankiler bahanelerin bütün tutsaklığı,
misyonundan sapan duygusal kulemde ki satırlar,
teker teker asar bütün kurumamış renklileri,
simsiyahın en köşesinde süzülen kırıntılara,
zaman adları takarız çocukluk rüzgarlarıyla,
intihar eden sadece kalbindi hissiz katmanlardan,
vurulmasın ince düşünen yobazlıklardan fikirlerin,
mahzen olan hümanist körpelikler,
seni yaralar vicdan kanadından,
en dolu zamanında gaddarlığın ilaçtır sabır zihnine,
bazıları aceleci şeytan duası ile,
saplanırlar katil oldukları fail-i meçhulun bulanıklığına,
kimileri sadakat sesleriyle ağlaşırlar ziyan dağında,
kör kütük beddua ederek dangalaklara,
işte bütün aydınlığın o kıvamında dökülsün hatıralar,
savrulsun doğmamış ahenkli güzel melodiler,
doğrulsun mazhar olan hür üviyete,
bakmasın arkasında bıraktığı o kapkara leşe,
belki doğar gün doğudan,
belki de çok geç olmuştur ecel gelir batıdan .
kara balçıktan meziyetimde doğurdum acılar,
sankiler bahanelerin bütün tutsaklığı,
misyonundan sapan duygusal kulemde ki satırlar,
teker teker asar bütün kurumamış renklileri,
simsiyahın en köşesinde süzülen kırıntılara,
zaman adları takarız çocukluk rüzgarlarıyla,
intihar eden sadece kalbindi hissiz katmanlardan,
vurulmasın ince düşünen yobazlıklardan fikirlerin,
mahzen olan hümanist körpelikler,
seni yaralar vicdan kanadından,
en dolu zamanında gaddarlığın ilaçtır sabır zihnine,
bazıları aceleci şeytan duası ile,
saplanırlar katil oldukları fail-i meçhulun bulanıklığına,
kimileri sadakat sesleriyle ağlaşırlar ziyan dağında,
kör kütük beddua ederek dangalaklara,
işte bütün aydınlığın o kıvamında dökülsün hatıralar,
savrulsun doğmamış ahenkli güzel melodiler,
doğrulsun mazhar olan hür üviyete,
bakmasın arkasında bıraktığı o kapkara leşe,
belki doğar gün doğudan,
belki de çok geç olmuştur ecel gelir batıdan .
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)